Stockholm Sendromu Nedir? Neden Olur?

Stockholm sendromu genel olarak ismi çok duyulmamış olan bir duruma işaret eder.

Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cemil Çelik Anlattı

Stokholm Sendromu, rehine ile rehin alan kişi arasında gelişen duygusal bağları ifade eder. Bu sendrom, rehin alınan kişilerin rehin alanlarına karşı empati veya sempati hissetmesiyle ortaya çıkar. Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan bu durum, sadece soygun ve rehine ilişkileriyle sınırlı kalmaz; insan ilişkilerinde de görülebilir. Yani, her insan ilişkisi içinde bu tür duygusal bağların gelişmesi mümkün olabilir.

Stockholm Sendromunda Empati ve Sempati Durumu

Bu sendrom genel olarak empati ve sempati durumu ile ilişkili olan bir sürece işaret eder. Burada ilk etapta soyguncu ve rehine ilişkisi göze çarpar. Çünkü bu olay sonucunda bu durum ortaya çıkmıştır. Ancak bunun dışında aslında iki kişinin birbiri ile empati kurması süreci de devreye girer. Bu empatiden dolayı da kişinin karşıdaki kişiyi anlaması ve kendini onun yerine koyması süreci başlar. Kişi karşıdakinin anladığı için korku hissine kapılmaz. Yani burada kadın soyguncudan korkmaz.

Tam tersi serbest kalsa bile yine onu düşünür. Hatta onunla ilgilenmeye başlar. İşte tüm bu süreç kişinin karşıdaki kişi ile yaşamış olduğu özdeşleşme durumu ile alakalı olan bir süreci ortaya çıkarır. Burada empati ve sempati durumu çok ağı basacak şekilde işlenmeye ve ortaya çıkmaya başlar. Bu empati ve sempati durumu kişiyi korkudan uzak tutar. Bu sayede güven duygusu onun yerine geçer. İşte tüm bu süreçler de Stockholm sendromu ile alakalı olan bir süreçtir.

Stockholm Sendromu süreci, iki kişi arasında gelişen duygusal ve psikolojik bir bağ sonucunda ortaya çıkar. Bu süreç, başlangıçta bir korku anı olarak görünse de, soyguncu ve rehine arasında bir tanışma fırsatı sunar. Özellikle soyguncunun rehineye zarar vermemesi ve rehinenin soyguncudan korkmaması, bu durumu farklı kılar.

Burada güven duygusu ön plana çıkar ve bu güven, sendromun gelişmesine yol açar. Kişi, karşı tarafla empati ve sempati kurarak, onun yerine kendini koyma durumuna geçer. Bu özdeşleşme, sendromun daha fazla dikkat çekmesine neden olur. Yani, bu süreçte karşı tarafı anlama ve ona duyulan güven, Stockholm Sendromu’nun temel dinamiklerindendir.

Stockholm Sendromunun Başka Durumlarla İlişkisi

Bu sendrom başka durumlarla da ilişkili olan bir sürece işaret eder. Burada öncelikle olayın çıkış noktasına bakılır. Bu noktada soyguncu ve rehine ilişkisi vardır. Bunlar arasında yaşanmış olan bir duygusal bağ ilk etapta ön plana çıkar. Ancak bunun dışında sadece bununla alakalı olan bir süreç karşınıza çıkmaz. Tam tersi başka bir olay ve süreçle de ilişkili olan bir durum burada karşınıza çıkar.

Öncelikle buna şu şekilde örnek verilebilir. İki arkadaş ilişkisi de bu durumda aklınıza gelebilir. İki arkadaşın farklı karakterlere sahip olsalar da birbirini anlamaları buna örnektir. Yani burada kurulmuş olan bir duygusal bağ vardır. Bu duygusal bağ ise bir empati ve sempati olacak şekilde ortaya çıkar. Yani bu durum sadece geçmişte yaşanmış olan bir banka soygunu ile alakalı olan bir durum değildir. Bu yüzden de bugün hala etkisini sürdürmeye devam eden bir sendromdur.

Kaynak:Haber Gazetesi

  • Related Posts

    Yeni nesil kanser aşıları için çalışmalar devam ediyor

    mRNA teknolojisiyle geliştirilen kanser aşıları, her hastanın tümörüne özgü genetik yapıyı hedef alarak bağışıklık sistemini geliştiriyor ve vücudun kanser hücrelerini tanımasını sağlıyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nin düzenlediği 12. Türk Tıbbi…

    Ebeveynler Sahte Bebek Mamalarına karşı Dikkatli olmalı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ, sahte bebek mamalarının aileleri ciddi endişelere yol açtığını belirterek, güvenilir ürün seçimi konusunda tavsiyelerde bulundu. Doç. Dr. Çağ, “Sahte mamalar çocuklarda…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir